Minik, elimize doğmuştu. Biz kapıdan gönderiyor annesi
bacadan sokuyordu evin içine. Hal böyle olunca tamamen evlat edindik kendisini
evliliğimizin 3. ayında. 3 kişilik
yuvamızda mutlu mesut yaşarken kuyruklu oğlumuza bir kardeş geleceğini öğrendik
ve aile büyükleri tarafından tüm oklar kuyruklu oğlumu hedef gösteriyordu.
Bebekle kedi aynı evde olmaz, tüyü kaçar, kist olur, uykusunda üstüne oturur,
boğar ... acayip senaryolar geliştirmeye başlamışlardı. Hamileliğim sırasında
kediden geçebilecek olan toksoplazma enfeksiyonu bebeğe zarar verebilir diye
kedimi uzaklaştırmaya çalıştılar. 4 yılımızı birlikte koyun koyuna geçirmiş en
kötü anımızda bizi eğlendirmeyi başarmış kuyruklu yavrumuzdan asla ayrılmaya
niyetimiz yoktu.
İlk işim doktoruma evde bir kedimizin olduğunu ve ondan
vazgeçemeyeceğimizi söylemek oldu. Kendisi bazı testler yaptırmam gerektiğini
söyledi. Bu testte toksoplazma enfeksiyonu testiydi. Kedi dışkısından
bulaşabileceği gibi yeterli temizlenmeyen meyve ve sebzelerden de bulaşabilen
bir virüstü. Testin sonucunda toksoplazmaya bağışıklılığım olduğu ve hamilelik
sürecinde bu virüse yakalansam bile vücudumun onu yeneceğini öğrendim. İçim çok
rahatlamıştı.
Veterinerimize de durumu izah etmiştik. Kendisi tüm
aşılarını yapmış üç ayda bir yaptırdığımız parazit aşısını ayda bir yaptırmamız
gerektiğini söylemişti. Bir müddet kedimizin kişisel bakımıyla babasının
ilgilenmesinin daha doğru olacağını ekledi. Hamilelik dönemimde kedimizin tüm
bakımıyla eşim ilgilendi. Onun şehir
dışında olduğu zamanlarda yinede her ihtimale karşı eldiven ve maskeyle kumunu
değiştirdim.
9 aylık sürecimde bana büyük destek olanlardan biri de
kuyruklu oğlumdu. Duygusal iniş çıkışlar yaşadığım zamanlarda bana olan sevgi
gösterileri, uykusuz gecelerimde dert ortağı oluşu, koca göbeğime yastık görevi görmesiyle sırt
ağrılarımı azaltma görevi üstlenmesi bu süreci daha kolay geçirmeme sebep oldu
hiç şüphesiz.
Evdeki küçük küçük heyecanlar, yeni eşyalar,
koşuşturmacalar, sevimli telaşlar, hazırlıklar ve en önemlisi gün geçtikçe
karnımın büyümesi eve bir misafir geleceğinin sinyalini veriyordu. O müthiş
burunları karnımda bir canlı yaşadığını da kesinlikle hissediyordu. Eve geldiğim
an göbeğimden ayrılmıyordu çünkü.
Hamile olup evde kedi köpek besleyen anne adaylarına
tavsiyem,
·
Kendi sağlığınız ve bebeğinizin sağlığı için
evde evcil hayvan beslediğinizi muhakkak doktorunuza söyleyiniz.
·
Evcil hayvanınızın veterinerine de bir bebek
beklediğinizi söyleyin kendisinden gerekli bakım önerilerini alınız.
·
Evcil hayvanınızın tüm sağlık kontrollerini
yaptırın. Gerekirse kişiler bakımlarını daha çok sıklıkta yaptırabilirsiniz.(Banyo, Tıraş,
tırnak kesimi gibi)
·
Eğer evcil hayvanınızla aynı oda da veya yatakta
uyuyorsanız bebeğiniz doğduğunda bu düzen değişeceği için hamilelik döneminizde
onları ayrı yatmaya hazırlayın. (Ben bunu yapmadım ve çok zorlandım ama şuanda
bir sıkıntı yok Kıvan ve Minik beraber uyuyorlar)
·
Bebeğinize aldığınız bir takım eşyaları ortada
bırakabilirsiniz ki eve kalıcı olarak gelecek olan birinin varlığına
kendilerini iyicene alıştırsınlar.
·
Bebek odasının kapısını kapalı tutun oranın özel
olduğunu bilsinler ama istediklerinde muhakkak içeride vakit geçirmelerine izin
verin sonradan kıskançlık olmasın :)
·
Kıvan doğduğunda hastanede ilk giydiği tulumu
hemen eşimle eve göndermiştim kardeşinin kokusunu tanısın diye. Eşimin dediğine
göre 2 gün Minik, Kıvan’ın tulumunun üstünde uyumuş.
·
Tanışma vakti geldiğinde bebeğiniz sizin ya da
eşinizin kucağında değilde pusetinde olursa kıskançlık duygusu daha aza iniyor.
Ama bizim gibi sallanan bir beşikte ilk karşılaşmayı yaptırırsanız sallanan bir
objeye ilgileri yüksek olan kuyruklu yavrularımızın bilinçsizce beşiğin üstüne
atılmak gibi içgüdüsel davranışı paniğe neden olabilir. Hele
ki tüm aile büyükleri de oradaysa.
ki tüm aile büyükleri de oradaysa.
Bebeğinizle ve kuyruklu dostlarınızla
birlikte geçireceğiniz çok güzel ve eğlenceli günler dilerim.
Sevgilerimle,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder