Evet, resimde gördüğünüz tüy yumağı bizim evin şerafettini Minik :) Doğduğu ilk günden itibaren (Mayıs 2009) bizimle birlikte paşalar gibi yaşıyor. Sevimliliği ile kediden nefret eden annemin kedilere olan bakış açısını değiştirdi bile. Bizde kaldıklarında koyun koyuna yatıyorlar.
Minik bizim evin altın topu, bütün stresimizi bir bakışıyla almayı başarıyor. Anlatılmaz yaşanır cinsten davranışlarıyla bizi gülmekten geçiriyor, insan gibi tv seyrediyor ve kendi dilinde ne anlatmak istiyorsa bunu başarıyor. Kısacası çok akıllı bir kedi. Ama bizim büyük bir problemimiz var... Minik'e bir kardeş geliyor. Onun gibi 4 ayaklı tüy yumağı birşey olmayacak, birbirlerine nasıl alışacaklar, evin reisi tek odak noktası iken 2. plana atılmak Minik'i nasıl etkileyecek bilmiyoruz. Bu nedenle kara kara düşünmeye başladım. Eşim bu konuda çok rahat 4'ümüz geçinir gideriz diyor ama benim endişelerim var. İnternetten yeni doğan bebek ve kedi birlikte nasıl yaşar? sorusuna çok yanıt aramaya çalıştım ama hemen hemen herkes yazılarını yarım bırakmış. Şuanda hamileyim bir kedim var doğum yapınca detayları paylaşırım diye yazmış ama gerisi yok. BEN ÖYLE YAPMAYACAĞIM. (Tabi büyüklerimiz bizden habersiz kedimizi kaçırırsa bilemiyorum) Deneyimlerimizi detaylı bir şekilde hayvan dostu annelerimizle paylaşacağım. Şimdi yazımı okuyan evinde kedi besleyen annelerimizden yardım mesajları bekliyorum.
Anne anneler, baba anneler, teyzeler başladı bile söylenmeye bebekle kedi aynı evde olmaz diye. Evlat için çiğ tavuk yenir sözünü annemler hakkı ile veriyorlar. "Bebek doğunca biz alır bakarız, biraz büyüsün sonra geri alırız" Ama bizim kedimiz o kadar ürkekki biz olmadan özellikle yabancı bir evde asla yapamaz. Bizi özler eşyalarını ister. Çünkü kediler köpekler gibi değil. Onlar eşları sahiplenirler yeni eşylara alışmaları çok uzun sürer.
Benim planım bebek doğduktan sonra kedimizi gözlemlemek ona zarar verecek bir harekette bulunursa anne anneye veya teyzesine geçici bir süre emanet etmek. Gerçi bir zarar vereceğini sanmıyorum ama ilgi azalacağı için bir kıskançlığa kapılıp bizi üzecek bir harekette bulunmasını istemiyorum. Henüz rüyalarıma da girmedi çok şükür inşallah girmez. Hani kediler bebeklerin göğsüne oturup nefes almasını engellerlermiş ya o tip rüyalar. Yazarken bile tüylerim diken diken oldu. Allah korusun. Bizimki de bizim üstümüze çıkıp uyumaya bayılır... off offff...
Devamı Ekim'den sonra :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder